Bir gazete de gördüm…
Yerde tabutlar ve…
“ Babam hangisi? “ diye
Sağa sola koşuşturuyor çocuklar…
…
Bu fotoğraf yüreğime oturdu…
İçtiğim çay boğazımı yaktı o anda…
Etraf kalabalıktı ağlayamadım…
…
Koca gazetenin, küçük bir köşesine
Sıkıştırılmış o fotoğraf’tan
Memeleri gözüken Hülya Avşar’ın fotoğrafı
daha büyük yer kaplamıştı gazete de…
Mesleğimden nefret ettim…
…
Sonra memleketi ateşe veren
Kürtlerin fotoğrafları,
daha bir çoktu sayfalar da…
“ Benim babam hangisi? “ diyerek,
Türk bayrağına sarılı tabutlara koşan
O çocuklara ise
İki sütun yer vermişler…
…
Niye?
Utanıyor musunuz şehitlerimizden?
Yoksa
Korkuyor musunuz birilerinden?
…
Ne hale getirdiler Türkiye’yi…
Boynu bükük ülke oldu!
Ve benim halkım ,
halen farkında değil hiçbir şeyin!
…
O fotoğraf çok şeyin delili!
Bir tarih saklı içeriğinde…
Tabutlara koşan o çocukları,
Görmemezlikten gelen
Yalaka medya’ya…
“Elbet birgün” sorulur hesabı…
…
Çok fotoğraflar gördüm gazeteler de…
şehit haberlerinin fotoğraflarını,
kendim de çektim çoğu kez
Fakat hiç öyle bir kare
yakalanmadı objektifime…
Deklanşörüne basarken makinemin
“ Babam hangisi? “diye,
koşmadı tabutlara çocuklar…
…
Oysa ben olsaydım,
Aynen tam sayfa koyardım o fotoğrafı…
“ Ülkesini arayan çocuklar “ diyerek,
Sekiz sütuna manşet ile de atardım başlığını…
Çünkü…
Daha ne gerek kaldı, hangi söze?
Bu topraklar olmuş artık
kayıp bir ülke (!)