Hiç düşündünüz mü?
“Sinop’ta büyük bir yangın çıksa
Halimiz ne olur? “
Ben düşündüm…
Hatta o gün havanın rüzgârlı olabileceğini de
Hesabıma kattım.
Korkunçtu düşlerim!
İtfaiye aracı diye bir şey yok Sinop’ta…
İçi su dolu bekleyen
2 tanker var sanki
Onlar da trafik karmaşalığından
Sabah çıksalar yola,
Akşam karanlığında varırlar olay yerine
Zaten o zamana kadar da
Külleri kalır yangının!
Aslında…
İtfaiye ve yangın basit bir örnek…
Sinop aynı deve gibi !
Hiçbir yeri doğru olmayan bir şehir!
90 yıldır laf üretmiş gelen giden yöneticisi
Bunlara devletin gönderdiği valiler de dahil…
El birliği ile yapmışlar içine !
Yüksek katlı çoğu apartmanlarda asansör de yok
Yangın merdivenleri de…
Mahalleler de yangın muslukları ne arama
Caddeler de göstermelik bir iki tane işte…
Ya gürültüsü?
Köyde ineğini satmış, gelip şehirde
Tedavülden kalkmış araba satın alan dayım
Ekstra dan da gürültü çıkarsın diye
Aracına bir de eksoz taktırıyor…
Ve sanki altında Mercedes var
Bir hava bir tafra gelip kafamızı seviyor!
“Bazen burası neresi? “ diye soruyorum kendi kendime
“Burada benim ne işim var” diyorum
“Bu şehir yaşanacak yer değil” diyorum…
Afrika’nın küçük kasabalarından biri gibi
Köylerden gelenler ise
kabile yerlileri sanki!
Ya davul zurna?
Tatil bölgesi mi?
Şantiye yeri mi?
Ne olduğunu bilelim artık Sinop’un…
Köylü mü kalacak kafanız halen?
Yoksa modernize edecek misiniz?
Böyle sırtın yerden kalkar mı senin?
Demek istediğim…
Artık aklınızı başınıza toplayın!
Ya köylü kalacaksınız,
Ya da şehirli olacaksınız!
